Knowledge to Knowhow -9

Markalar insanlar gibidir, karakterleri vardır.

Kendine en yakın bulduğun meslek hangisi deseler “pazarlama” derim. Kesin.

İhtiyaçları anlayıp ona göre çözümler dizayn etmek ve uygulamak bana müthiş keyif veren bir süreçtir…

Şu anda ve hala, kurumsal hayatta bulunmayan pek çok kimse pazarlama ve satışın aynı fonksiyonlar olduğunu düşünüyor😊 Değil tabii… Bu yazımda pazarlama, bir sonrakinde satış ile ilgili katıldığım eğitimlerden ve benim nacizane yoğurt yiyişimden, konuyu özetlemeye çalışacağım.

Pazarlama, hedeflediğin tüketici ya da müşteri grubunun güncelde varolan, gelecekte var olabilecek, ya da var olmasını senin önerebileceğin ihtiyaçlarını en iyi şekilde tahmin edip, bu ihtiyaçlara en uygun çözümleri sunabilmektir.

Süreç olarak her şey “pazar araştırması” ile başlar. Pazar araştırmasının “yapmış olmak” için değil de, gerçekten içgörüleri merak ederek dizayn edilmesi (hem kalitatif hem kantitatif ) çok önemlidir. Müşteri ya da tüketicin hakkında her şeyi bildiğini zannedebilirsin ama bunun sadece bir zan olma olasılığı her zaman çok yüksektir😊

Sonra bu araştırmadan öğrendiğin içgörülerle;
Ürünün en uygun hali ile dizayn edilmesi, fiyatının belirlenmesi, hangi kanalda satılacağının seçilmesi, hedeflediğin tüketiciye ürününü anlatmak ya da hatırlatmak için nasıl bir promosyon yapman gerektiğinin ve bunun için gereken kaynağın belirlenmesi pazarlama planının en önemli unsurlarıdır.

Bu planlama sürecinden sonra başlasın operasyon👏🏻
Ürün pazara sunulduktan itibaren satış ve satış sonrası servislerle ilgili satış ekipleriyle çok yakın çalışmak gerekiyor. Çok güzel bir pazarlama planı, iyi bir satış aksiyonuna dönüşmüyorsa maalesef hiçbir anlamı kalmıyor.

Son olarak, bu planlama ve operasyonları yaparken, en önemlisi bir pazarlamacı olarak taş taş üstüne koymanız 😊 Nasıl mı? Markanızın kişilik, tarz, içerik/mesaj, ses ve duygusal yapı, ruh hali gibi özelliklerinin süreklilik arz eden bir şekilde üzerine giderek, her yıl daha da güçlü bir marka haline gelmesine çaba sarf ederek, adeta bir çocuk büyütür gibi.

Hızlı tüketim ürünlerinde çalıştığım kariyerimin ilk on yılında, pazara sunduğumuz bir maden suyunun ismini dahi aramızda biz bulmuştuk ve bebeğim olarak hala kendisini takip ederim.

Markalar insanlar gibidir, karakterleri vardır, ya da olmalıdır diyelim. Tüketiciye sorduğumuzda markaları o kadar güzel anlatırlar ki şaşırırsınız! Onlar bir insan olsalardı, bindikleri arabalar bile farklı olurdu..

Bir İlaveniz ve ya yorumunuz varsa iletin lütfen.